Kategorisi ‘Uncategorized’ için arşiv
RAMAZAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN!
Tüm İslam aleminin Ramazan Bayramını kutlar, hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ederiz.
Bayram, insanları kaynaştırıp bir araya getiren en güzel vesilelerden biridir. Öyle ki, bayramda şahlanan yardımlaşma ve hediyeleşme ruhu yalnızca hayatta olanlara bağlı kalmaz, dünyadan gidip kabirlerinde bir Fatiha bekleyenlere kadar uzanır. Onların bu dileğini yerine getirmek için mü’minler bayramda kabirleri ziyaret ederler; ruhlarına Kur’ân’lar, Fatihalar ve dualar okuyarak onları da sevindirirler.
Ramazan Bayramının mü’minler arasında ayrı bir yeri vardır. Çünkü Ramazan Bayramı, hergün tutulan orucun iftar vaktindeki sevinci gibi, tutulan bir aylık orucun toplu bir iftar sevincini ifade eder. Bir ay gibi uzun bir süreyle, özellikle Ramazan’ın yaz mevsimine denk geldiğinde sıcak günlerde nefislerine oruç tutturan mü’minler, sabır imtihanını vererek manevi sorumluluktan kurtulmanın sevincini Ramazan Bayramında yaşama imkânına kavuşurlar.
Ramazan ve Kurban bayramları Hicretin 2. yılından itibaren kutlanmaya başlanmıştır. Ramazan orucu da ilk defa bu yıl farz kılınmış, bu ayı oruçla geçiren rnü’minler sonraki ayın (Şevval) ilk üç gününü bayram olarak kutlamışlardır. Bu sebeple bu bayrama Ramazan Bayramı denmiştir.
Bayram sabahı Müslümanlar, namaz için camilerde toplanınca, Allahü Teâlâ, meleklere, “İşini yapıp ikmal edenin karşılığı nedir?” diye sorar. Melekler de “Ücretini almaktır” derler. Allahü Teâlâ da, “Siz şahit olun ki, Ramazandaki oruçların ve namazların karşılığı olarak kullarıma kendi rızamı ve mağfiretimi verdim. Ey kullarım, bugün benden isteyin, izzet ve celâlim hakkı için istediklerinizi veririm.” buyurur. (İmam Beyhaki)
İslam ümmetinin daha şuurlu, daha güçlü, daha dertsiz ve tasasız, daha mutlu olduğu nice bayramlara erişmek dileği ile…
GİMDES ve Dünya Helal Vakfı Başkanı
Dr.Hüseyin Kâmi BÜYÜKÖZER
TÜRKİYE’DE VE DÜNYA’DA 17 RAMAZAN DÜNYA HELAL GÜNÜ ÇEŞİTLİ ETKİNLİKLERLE KUTLANDI…
TÜRKİYE’DE VE DÜNYA’DA 17 RAMAZAN DÜNYA HELAL GÜNÜ ÇEŞİTLİ ETKİNLİKLERLE KUTLANDI…
17 Ramazan Dünya Helal Günü’nü coşkuyla kutlayan illerimizden olan Kırşehir’de Dünya Helal Gününü çocuklar balonlarla, ikramlarla kutladı.
GİMDES Gönüllü Kırşehir Temsilciliği ve Kırşehir İHH Çocukla birlikte 17 Ramazan’da 90 çocuk ve çok sayıda veli ile 17 Ramazan Dünya Helal Günü’ne dikkat çekmek için balon geçidi düzenledi.
Yürüyüş şehir meydanında bulunan Cacabey Camii önünde başlayıp Ahmet Yesevi Camii’nde tamamlandı. Ardından program camii içerisinde devam etti.
Karagöz ve Hacivat gölge oyunu gösteriminden, sağlıklı beslenmenin önemini öğrenen çocuklara, kısaca bilgilendirme yapıldı ve 17 Ramazan Dünya Helal Günü broşürleri dağıtıldı. Aynı şekilde gelen annelere de çeşitli ikramlar ve broşürler verildi. Gün sonunda çocukların ve velilerin neşesi yüzlerinden okunuyordu.
Dağıtılan ikramlar; evde yapılan lokum, şeker ve mısır sertifikalı malzemelerle yapıldı. GİMDES Gaziantep Gönüllü İl Temsilciliği ise 17 Ramazan Dünya Helal Gününde Ramazan Sokağı’ndaydı. Helal sertifikalı kekler, lokumlar ve kendi yaptıkları kakaolu sütleri ikram ettiler. Balonlar dağıtıldı ve çocuklara yüz boyama etkinlikleri yapıldı.
Çocuklara “Helal Gıda Gönüllüsü” rozetlerini takan temsilciler, kitap alanlara GİMDES hatırası çerçeve hediye etti.
İftarda ve sonrasında helal lokma, helal yaşam hususunda hasbihal edildi. 17 Ramazan Dünya Helal Gününü coşkuyla kutlayan bir diğer ilimiz Tekirdağ oldu.
Muratlı ilçesinde Balkan İzcilik Spor Kulübü binasında 9-14 yaş arası genç kızlarla iftar yemeği gerçekleşleştirildi. İftara hazırlık aşamasında genç kızlarımızla yardımlaşırken helal gıda anlatıldı ve sorular cevaplandı. Balonlarla keyifli zaman geçiren genç kızlarımıza iftardan sonra hurma ve 17 Ramazan Dünya Helal Günü broşürü dağıtımı gerçekleştirildi.
Ve bir çok ilimizde 17 Ramazan Dünya Helal Günü kutlamaları coşkuyla, helal sertifikalı ikramlarla kutlandı.
17 RAMAZAN DÜNYA HELAL GÜNÜNE HAZIRLANIYORUZ!
17 RAMAZAN DÜNYA HELAL GÜNÜNE HAZIRLANIYORUZ!
17 Ramazan 2013 yılında GİMDES’in önerisi ile WORLD HALAL COUNCİL’in onaylamasıyla bütün dünya müslümanlarının “Dünya Helal Günü’’ kabul edilmiştir.
Peki neden 17 Ramazan? Çünkü helal konusundaki ilk ayet olan Enfal Suresinin 69. Ayeti, hicri 624, Ramazanın 17. günü, İslam ve küfrün ilk savaşı olan Bedir Savaşı’nda nazil oldu. Peki, ayet-i kerimede Rabbimiz bizlere ne diyor?
“Artık elde ettiğiniz ganimetten helâl ve tayyib olarak yiyin ve Allah’tan korkun! Şüphesiz ki Allah, Gafurdur (çok bağışlayandır), Rahîmdir (çok merhamet edendir).”
Bu ayetten şunu anlıyoruz ki Allah biz Müslümanların helal ve sağlıklı besinler yemesini istiyor.
Yani sağlıklı, olgun, hamiyetli, vatanperver, dindar bir nesil inşa etmek istiyorsak, işe yiyip içtiklerimizin “Helal ve tayyib mi? Haram mı şüpheli mi?” olduğu konusundan başlamalıyız. Tayyib yani güzel insanlar istiyorsak, tükettiğimiz gıdaların helal ve tayyib yoldan kazanılmış ve Allah’ın haram kılmadığı, helal ve tayyib ürünlerden olmasına dikkat etmeliyiz.
Peki 17 Ramazan Dünya Helal Günü’nde neler yapabiliriz bir bakalım:
17 Ramazan Dünya Helal Günü gelmeden evimizi süsleyerek, coşkuyla karşılayabiliriz.
Ailemize, akrabalarımıza, arkadaşlarımıza, çevremize 17 Ramazan Dünya Helal Gününü anlatıp kutlayabilir, hediyeleşebiliriz.
İllerimizde bulunan Helal Dünya Marketleri’nden yoksa Online Helal Dünya Marketlerinden alışveriş yapıp iftar ve sahur soframızı ailemizle birlikte helaleştirebiliriz.
Siz de o güne özel Helalen Tayyiben kurabiyeler yapıp, ikramlarda bulunarak coşkuyla kutlayabilirsiniz.
RAMAZAN-I ŞERİFİMİZ MÜBAREK OLSUN…
Bütün Müslüman kardeşlerimizin Ramazan ayı mübarek olsun. Rabbimiz bu ayımızı Ümmet-i Muhammed’in affına, mağfiretine, kurtuluşuna, huzuruna, saadetine, kardeşliğine ve hayırlarına vesile kılsın inşaallah.
Ramazan ayı bir fırsattır. Maddi ve manevi hayatımızı yenilemede, yanlış alışkanlıklarımızdan arınmada, yeme içmemizden günlük yaşantımızdaki her amelimize kadar ciddi bir öz eleştiri yapmada Allah (cc) tarafından önümüze konan bu fırsattan azami derecede istifade etmek için karar verelim ve uygulamaya başlayalım.
Ümmetimiz için çok faydalı olacağına inandığımız, 2013 yılında WHC öncülüğünde başlattığımız 17 Ramazan Dünya Helal Günü çalışmalarımıza Ramazan-ı Şerif vesilesi ile devam etmekteyiz. Rabbimiz yapacağımız çalışmaları kendi katında kabul buyursun.
Resûlullah (sav), bir Şaban ayının son günü bir hutbe irad buyurdu ve şöyle dedi:
“Ey Müslümanlar! Büyük ve mübarek bir ayın gölgesi üzerinize düştü. Bu, içinde ‘bin aydan daha hayırlı’ olan Kadir Gecesi’nin bulunduğu bir aydır. Bu ay, Allahû Teâlâ’nın, gündüzlerinde orucu farz; gecelerinde teravih namazını nafile olarak meşru kıldığı (mübarek) bir aydır. Bu ayda kim bir hayır işlerse başka zamanlarda bir farzı yerine getiren kimse gibi sevap kazanır. Bir farzı eda eden de, başka aylarda yetmiş farzı yerine getiren gibi sevap kazanır. Bu ay, sabır ayıdır. Sabrın karşılığı da cennettir. Bu ay, ihsan, yardım ve eşitlik ayıdır. Bu ay, mü’minin rızkının arttığı bir aydır. Kim bir oruçluyu iftar ettirirse bu, onun günahlarının bağışlanmasına ve cehennemden kurtulmasına sebep olur. İftar ettirdiği Müslümanın aldığı sevaptan bir şey eksilmeksizin onun kazandığı kadar da sevap kazanır.”
HELAL VE TAYYİB SERTİFİKALAMA VE DENETİM PROSEDÜRLERİ EĞİTİM PROGRAMI
29. Eğitim Programımız, 14-18 NİSAN 2020 Salı-C.tesi’günlerinde İstanbul’da “Daru’l Halal Medresesi Eğitim Merkezi”nde gerçekleştirilecektir.
Dünya Piyasasında Helal ve Tayyib Sertifikalı ürünlerin talebinin giderek artması sonucu üretim sistemlerinde Helal Güvence Sisteminin devam etmesinin gerekliliği sonucunda, alanında tecrübe kazanmış, uzmanlaşmış Helal ve Tayyib sürecin eğitimini almış denetim hizmetini yürütecek eleman ihtiyacını da hızla arttırmıştır. Bir çok ülke bu ihtiyacı karşılamak için ülkelerinde Eğitim Programları uyguluyorlar.
GİMDES olarak ülkemizde, Helal ve Tayyib Sertifikalandırma hizmetine başladığımız 2009 yılından itibaren önemle üzerinde durduğumuz Helal ve Tayyib Sertifikalandırmada olmazsa olmaz olarak gördüğümüz, Helal ve Tayyib Sertifikalı Üretim uzmanı ve Denetim elemanı ihtiyacının ülkemizde de ortaya çıkacağı, bu doğrultuda tedbirlerin alınması gerektiği üzerinde durduk. Bu anlayışla, Bu güne kadar 28 defa her biri 5 gün süreli bir eğitim programını gerçekleştirdik ve 400’ü aşkın kursiyere başarı belgesi verdik. Düzenlemiş olduğumuz son denetçi eğitimi 25-29 KASIM 2019 tarihlerinde“Daru’l Halal Medresesi Eğitim Merkezi”nde gerçekleştirilmiştir. 2020 yılının ilk Helal ve Tayyib Sertifikalama ve Denetim Prosedürleri Eğitimi’nin 14-18 NİSAN tarihleri arasında Daru’l Halal Medresesi Eğitim Merkezi’nde gerçekleştirilmesi kararlaştırılmıştır.
Read the rest of this entry »
HER TOPLUM NESLİNDEN SORUMLUDUR
GİMDES Hanımlar Komisyonunun Ana okul yaş guruplarına “Helal ve Tayyib Yeme Rehberliği” kapsamında sürdürdüğü çalışmalar beğeni ile karşılanıyor. Son olarak İkitelli Şenevler camii 4-6 yaş Kuran Kursunda Helal ve Tayyib Gıda Atölyesi etkinliğimiz yavrularımızla uygulamalı olarak yapıldı.
Bu vesile ile kısaca projenin tanıtımını hatırlatalım:
PROJENİN AMACI : Çocukluk döneminde ‘’Helal Lokma’’ bilinci yerleştirme ve çocukların gıda tüketiminde Helal –Haram temel kavramlarını öğrenmelerini sağlayarak hayatını bu esaslara göre tanzim etmesi için bir temel oluşturma.
Read the rest of this entry »
ÇOCUĞUNUZA BEDDUA ETMEYİN
Anne-babalar! Çocuklarınıza söylediğiniz beddua içeren sözlere dikkat edin
(Kendinize, çocuklarınıza ve mallarınıza beddua etmeyiniz! Duaların kabul olduğu bir vakte rastlar da, bedduanız kabul olur.) [Müslim]
Her anne-baba çocuğunun iyiliğini ister; onlara hayırlı dualarda bulunur. Ancak anne baba, yaramazlık yapan çocuğuna kızgınlık anında istemeyerek de olsa beddua edebiliyor. Özellikle anneler, daha duygusal olmaları ve hislerine hakim olmakta zorlanmaları sebebiyle çocukları için kendilerinin de razı olmayacağı kötü dileklerde bulunabiliyor. Dil alışkanlığı ile söylenen beddualar, dua vaktine rastladığında kabul oluyor. Ebeveynin kızgın anında yaptığı bir bedduayla çocuğuna kötülüğü dokunabiliyor.
Her kim olursa olsun birisine beddua etmenin, onun kötülüğünü istemenin dinimizce hoş karşılanmadığını biliyoruz. Peygamberimiz(sav)’in kendisine kötülük edenler de dahil kimseye beddua etmemiştir. “Peygamberimiz, Taif Seferi sırasında kendisini taşlatan, yoluna çalılar döşeyerek ayaklarının kan içinde bırakmış olanlara da dahi beddua etmemiştir. ‘Allah’ım onlara hidayet nasip eyle, olur ki onların neslinden İslam’a hadim olanlar çıkar.’’ diye dua etmiştir.
Evet, Peygamber Efendimizin maksat ve gayesi insanları bedduâlarla yok etmek, belâ ve musîbetlere uğratıp perişan etmek değildi. Aksine, insanların îmâna kavuşması, hidâyete ulaşması ve ebedî saadete ermesiydi. Her adımını bu gayenin tahakkuku için atıyor, her hareketini bu ulvî maksat için yapıyor, her teşebbüsünde bu eşsiz hedef bulunuyordu. Bu sebeple her dakikası bir nevi ibadetle geçiyor ve her anı nûrlu bir manzara olarak maziye akıp gidiyordu.
Ne yazık ki beddua günümüzde insanın kendisini rahatlatmak için söylediği sıradan sözler haline geldi.
Anne-babaların kötü niyetle olmasa da sinirli anında çocuklarına beddua edebilmektedirler. Peygamberimiz’in, “Kendinize beddua etmeyiniz, çocuklarınıza beddua etmeyiniz, mallarınıza da beddua etmeyiniz. Dilekleriniz, kabul edildiği zamana denk gelir de Allah bedduanızı kabul ediverir.” buyurduğunu hepimiz biliyoruz. Bir gün Abdullah İbni Mübarek Hazretleri’ne bir babanın gelerek çocuğunu şikayet etti, “Abdullah İbni Mübarek Hazretleri, ‘Çocuğuna beddua ettin mi?’ diye sorar. ‘Evet, beddua ettim’ diyen babaya Abdullah İbni Mübarek’in cevabı şöyle olur: Çocuğunun ahlakını sen bozdun.”
Ebeveynin bedduası, onların beddua etmedeki içtenlikleri, buna sebep olan mağduriyetleri ve duydukları acı ölçüsünde karşılığını bulur. Ama Allah(cc)’ın bu karşılığı ne zaman ve ne şekilde vereceği bilinmez. Bu sebeple anne babalar dilini bedduaya değil, duaya alıştırmalı. Ağızdan çıkan söz hayırlı olmalı.
Esselamu Aleyküm
Bizleri bir kez daha Kurban bayramına kavuşturan Rabbimize hamd ederek sözlerime başlamak isterim.
Salat ve selam Hz. Muhammed Mustafa’(sav)’e, Kurban Bayramının vesilesi olan Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’e ve de diğer bütün peygamberlerin üzerine olsun.
Kurban bayramının bizlere Hak yolunda Hz. İbrahim ve Hz. İsmail aleyhimasselam misali Allah’a teslim olmanın yüceliğini ve bilhassa günümüzdeki şartlar altında gerekliliğini hatırlatmasını ümit ederim.
Helal lokmayı bizlere hakkıyla hissettiren kurbanlarımızın bizleri helal arayışında ve Peygamber (S.A.V.) sancağı altında birleşebilme azmine katkı sağlamasını Hakk Teala’dan dilerim.
Kurban bayramımızın hayırlara vesile olması dualarıyla,
Allah yar ve yardımcımız olsun.
Dr.Hüseyin Kami BÜYÜKÖZER
HELAL VE TAYYİB YAŞAMDAN BİR RESİM
İMAM-I ÂZAM EBÛ HANİFE, BİR GÜN DERS VERİRKEN…
İmam-ı Âzam Ebû Hanife bir gün ders verirken, yanına bir adam yaklaşmış ve kulağına fısıltıyla bir şeyler söylemiş. İmam dersini kesip bir müddet duraklamış, daha sonra;
“- Elhamdülillah…” demiş ve dersine devam etmiş.
Biraz sonra, ayni adam tekrar onun yanına gelmiş; tekrar kulağına eğilerek fısıltıyla bir şeyler söylemiş. İmam tekrar dersini kesmiş, bir müddet duraklamış ve tekrar;
“- Elhamdülillah…” diyerek dersini vermeğe devam etmiş.
Ders bittikten sonra, derste bulunanlar bu halin sırrını merak edip kendisine sormuşlar:
“-Ya imam.. Ders esnasında biri yanınıza geldi. Kulağınıza bir şeyler fısıldadı. Dersinizi kestiniz, biraz durdunuz, sonra ;
‘- Elhamdülillah..’ dediniz ve dersinize devam ettiniz.
Biraz sonra, ayni adam geldi ve tekrar kulağınıza bir şeyler fısıldadı. Siz gene dersinizi kestiniz, biraz durdunuz ve;
‘- Elhamdülillah..’ dediniz, sonra dersinize devam ettiniz. Bunun sırrı nedir?”
İmam-ı Âzam cevap vermiş:
“- O adam ilk gelişinde, eşkiyaların kervanımı soyduğunu ve bütün mallarımı gaspettiklerini söyledi. Kendimi yokladım. Bu maddî kaybımdan dolayı üzülmediğimi görünce;
‘- Elhamdülillah..’ dedim.
Adam ikinci defa gelişinde, ilk verdiği haberin yanlış olduğunu bildiren yeni bir haber daha geldiğini, soyulan kervanın benim kervanım olmadığını söyledi.
Bunun üzerine tekrar kendimi yokladım. Bu yeni haberden dolayı sevinmediğimi anlayınca tekrar; ‘- Elhamdülillah..’ dedim.
Çünkü, âyet-i kerîme maddî kayıplarımız için üzülmemeyi, maddî kazançlarımız için de sevinmemeyi emrediyor. Ona muhalif bir hal yaşamadığımı tesbit edince, Allah’a (c.c.) hamd ettim.” demiş.
Hac Suresi, 11. ayet: İnsanlardan kimi, Allah’a bir ucundan ibadet eder, eğer kendisine bir hayır dokunursa, bununla tatmin bulur ve eğer kendisine bir fitne isabet edecek olursa yüzü üstü dönüverir. O, dünyayı kaybetmiştir, ahireti de. İşte bu, apaçık bir kayıptır.
KARDEŞ OLALIM!
http://www.helaldede.com/wp-content/uploads/2019/02/kardeslikx.jpgAynı Allah(cc)’a, aynı Peygamber(sav)’e inanıyoruz. Aynı kıbleye dönüyor beş vakit namazımızı kılıyoruz. Her hafta camilerimizde cem olup Cuma namazlarımızı kılıyoruz. Aynı ayda, Ramazanda, orucumuzu tutuyoruz. Şartlarımız olunca zekâtımızı veriyoruz. Gücümüz , vaktimiz olunca aynı Kâbeyi ziyaret ederek Hac ve Umre yapıyoruz. Ömür boyu bu kadar beraberliklerimiz varken çoğu nefsani olan, keyfiyet ve kemiyet bakımından çok az yekün tutan teferruatta kaybediyoruz. Deryaları aştıktan sonra derelerde boğuluyoruz. http://www.helaldede.com/wp-content/uploads/2019/02/kardeslikx.jpg
Rabb’i tarafından akıl nimeti ile şereflendirilmiş insan oğluna yakışırmı bu ayrılıklar, bu düşmanlıklar?. Allah(cc)’ın kulları olarak Allah(cc) tarafından dünyaya getirildik. Aksini ispat edebilen bir insan geldimi bugüne kadar? Binlerce yıl bu dünyada yaşayan milyarlarca insandan biri dahi iddiasını ispat edemedi. Allah(cc) da diyor ki “ Ben sizi bana ibadet edin , bana kulluk edin diye yarattım.”(Zariyat 56) Yine Allah(cc) diyor ki dünya hayatınızda tercihlerinizle iki hizipten birinde yer alırsınız. Biri Hizbullah, diğeri Hizbuşşeytan.(Maide 56, Mücadele 19) Siz necat bulmak istiyorsanız Hizbullah’ı seçin. Bunun için Allah(cc)’ın ipine yapışın diyor. (Ali İmran.103) Allah(cc)’ın ipi bizim bildiğimiz urgan gibi birşeymidir? Hayır!. O’nun Kitabı Kuran-ı Kerimdir, Peygamber(sav)’in sahih Hadisi şerifleridir.
Bugün hizipler çoğaldı. Çoğu nefsani ve hizbuşşeytan taraflı. Dünyada 73 hizip olacakmış, bunlardan sadece biri fırka-i necat olacakmış. Şu üç günlük dünyada sevinçlerimizde ve kederlerimizde bir olmak varken. Allah(cc)’ın emrine uygun olarak birbirimizle kardeş olmak varken; Neden birbirimizle uğraşıyor, birbirimize hased ediyor, neden birbirimizi kıskanıyor, birbirimize düşman oluyoruz? Böyle davranmakla hem dünyadaki yaşama sevincimizi karartıyoruz, hem ahretimizi ateşe atıyoruz. Akıl nimetine muhatap insanoğlunun yapacağı şeyler midir bunlar?
Nemrut’un askerleri İbrahim Peygamber‘i mancınıkla ateşin tam orta yerine atacaklarmış. Bu sırada, göklere kadar varan ateşe doğru bir karınca ağzında küçücük bir damla su ile telaşla gidiyormuş. Başka bir karınca onun bu telaşını görüp sormuş: – Acele ile nereye gidiyorsun? Telaşla yetişmeye çalışan karınca, ağzındaki bir damla suyu ellerinin arasına alıp cevap vermiş: – Haberin yok mu? Nemrut, Hz İbrahim peygamberi ateşe atacakmış. Meydana, ateşin olduğu yere su götürüyorum. Diğer karınca kahkahalarla gülerek demiş ki: – Senin yanan büyük ateşten haberin yok mu? Ateşe hiç bakmadın mı? Ne kadar büyük, senin bir damla suyun ateşe ne yapabilir ki? Bir damla su taşıyan karınca: – Olsun, hiç olmazsa hangi tarafta olduğum anlaşılır. Demiş.
Bu dünya hayatında hiç olmazsa amel ve davranışlarımızla hangi safta olduğumuzu bilelim ve bidirelim. KARDEŞLİĞE ÇAĞRI. (Kardeşlik Sözleşmesi) Yüce Allah (CC)’ın; «Mü’minler ancak kardeştirler. Öyle ise kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki; merhamet olunasınız» (Hucurat Suresi: 10) ayet-i kerimesini hayatıma tatbik etmek, ve de Rasulullah (SAV) efendimizin; «İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi de sevmedikçe gerçekten iman etmiş olamazsınız» (Buhari -Müslim) buyruğuna uymak için; Bu zamanda en önemli ihtiyacımız olan Kardeşliğimiz için kendi kendimize Allah(cc)’ın huzurunda şöyle söz verelim.
Aşağıdaki şartları Allah (CC)’ın huzurunda kabul ediyor ve canla başla bu uğurda gayret göstereceğime SÖZ VERİYORUM. 1.) Bütün Müslümanları; renk, dil, ırk, mezhep, tarikat, görüş, fırka ve düşünce farkı gözetmeksizin, Allah (CC) için SEVİYOR ve KARDEŞ OLARAK KABUL EDİYORUM. 2.) Allah (CC)’ın Rahmetinin; birlikte, beraberlikte, birbirini sevip kardeş olmakta olduğu düstürundan hareketle; metod, yol, çalışma şekilleri farklı olsa da, benim gibi düşünmeyen müslüman kardeşlerime ENSAR ve MUHACİR KARDEŞLİĞİ SICAKLIĞIYLA davranacağımı TAAHHÜT EDİYORUM. 3.) İslam Kardeşliğine zarar verecek her türlü davranıştan uzak duracağıma ve Kardeşlik bağlarımızı bozmak için çalışacak her türlü şer güçlere karşı mücadele edeceğime SÖZ VERİYORUM
