Kategorisi ‘Uncategorized’ için arşiv

DÜNYANIN 7 HARİKASI

imagesTHWD598C Öğretmen çocuklardan Dünyanın Yedi Harikasını yazmalarını ister.

Gelen cevapların hepsi şöyle oldu:    1- Artemis Tapınağı,    2- İskenderiye Feneri,   

3- Helyos Heykeli-Rodos, 4- Babil’in Asma Bahçeleri,    5- Mausoleum-Bodrum,    

6- Zeus Heykeli-Olimpia,    7- Piramitler-Mısır…

Öğrencilerden birisi kağıdını vermekte tereddüt etti ve öğretmene; “Bence Dünyanın 7 Harikası bunlar değil!” dedi.

Diğer öğrenciler gülüştüler. Öğretmen son derece anlayışlı bir şekilde; “Peki, söyle bakalım senin listende neler var?”

Read the rest of this entry »

İHTİYARLIK HASTALIĞI

Mevlananın Mesnevisinden İbret verici bir Kıssa :ihtiyarlık

İhtiyar adamın biri, hastalanıp yatağa düşer. Çocukları doktor çağırır. Doktor gelir, hastanın şikayetlerini dinler, tansiyonunu, nabzını ölçer, sırtını dinledikten sonra: “Neyiniz var bey amca?” diye sordu.

Hasta: “Ah! Sorma evladım, başım ve beynim ağrıyor.” Doktor: “Merak etme! Bu ağrılar hep ihtiyarlıktan.” der

Hasta: “Fakat gözümde de bulanma ve kararma var.” Doktor “Önemli değil, ihtiyarlıktan.” der

Hasta: “Sırtımda çok şiddetli bir ağrı var.” Doktor: “O da ihtiyarlıktan.” diye cevap verir

Hasta: “Doktorcuğum! Ne yersem dokunuyor, hazmedemiyorum.” Doktor: “Bak bey amca! Mide hazımsızlığın da ihtiyarlıktan.” der

Hasta: “Oğlum! Rahat nefes alamıyorum, nefesim daralıyor.” Doktor: “Bakınız, bu da ihtiyarlıktan. İnsan ihtiyarlayınca, akciğerleri iyi işleyemez olur.” deyince hasta iyice kızmış bir vaziyette:

Read the rest of this entry »

CAHİL CESUR OLUR…

imagesNC2OPGCXKöylünün biri, akşam olunca sığırını ahıra bağladı. Gece bir aslan geldi, sığırı yedi, onun yerine oturdu. Köylü sığırını merak etmişti, onu yoklamak istedi geceleyin ahıra gitti. Sığırını zannederek arslanın vucudunu okşuyor, sırtını kaşıyordu. Arslan, karnı tok olduğu için sesini çıkarmıyor, köylü için de şöyle düşünüyordu:

“Eğer hava fazla aydınlık olsaydı, bu adamın korkudan ödü kopardı. Beni böyle muhabbetle kaşıması, gece vakti kendi sığırı sanmasındandır.”

ÖĞÜTLER:  Doğruyu araştırmadan, kendi zannına göre hareket eden yanılır. Çağlar boyu zulmet ve nur, hak ve bâtıl, doğru ve yanlış sürekli çarpışmıştır. Her iki kesimden de insanlar ola gelmiştir. Zar atarken besmele ile atanlara, yahut sahneye Allah’ın hoşlanmadığı bir tarzda çıkarken besmele çekenlere hep rastlamışsınızdır.  İşte bunlar kendi sığırı zannederek vahşi arslanı kaşıyan köylü gibidir.

Read the rest of this entry »

İMAM-I AZAM’IN BABASI VE ELMA

Mezhep imamımız îmam-ı A’zam hazretlerinin babası  Sabit bin Zuta  hazretleri imamıazamgençliğinde bir gün ark kenarında abdest alıyordu. Tam abdest almaya başlayacağı zaman ark sularına kapılıp gelen bir elma gördü. Elmayı nereden geldiğini ve haram veya helal olup olmadığını düşünmeden bir defa ısırdı. Hikmeti ilahi o ana kadar elmanın ne olduğunu düşünmeyen Sabit, hemen hata ettiğini ve mutlaka elmanın sahibini bulup helal ettirmesini lazım geldiğini düşündü. Abdestini alıp namazını eda ettikten sonra suyun- geldiği tarafa doğru gitmeye başladı. Elma elinde olduğu halde araya araya elmanın düştüğü bahçeyi ve sahibini buldu.

Bahçenin sahibine meseleyi anlatıp elmayı, yanlışlıkla ısırdığını ve hakkını helal etmesini istedi, İmam-ı Azam hazretlerinin babasının bu hareketi, elma sahibinin dikkatini çekmişti; Hakkını helal edemeyeceğini, hakkını helal etmesi için bazı şartları olduğunu söyledi.

Read the rest of this entry »

PAŞA OLURSUN AMA, ADAM OLAMAZSIN

Bir adamın haylaz, yaramaz bir oğlu vardı. Adamcağız oğluna yeri geldikçe:paşa

— Oğlum sen adam olmazsın, derdi.

Babasının bu sözleri ise çocuğun çok zoruna giderdi. Bir gün gene babası aynı sözü tekrarlamıştı. Çocuk başını aldı gitti, İstanbul’a geldi okumaya başladı. Çocuğun tek muradı adam olmak ve babasını mahcup etmekti. Nitekim okudu, uğraştı ve türlü imtihanlardan sonra Osmanlı Devletine Paşa oldu. Unutmamıştı babasının kendine söylediği sözleri. Emrindekilere, gidin filân memlekette, filân köyde şu isimde biri var onu istanbul’a huzuruma getirin, diye emir verdi.

Read the rest of this entry »

DEVENİN YULARINI ÇALAN GENÇ

Rızkı veren Allahtır. Kulun niyet ve eylemine göre kendisi için yaratılan rızık, devekendisine helal veya haram olarak ulaşır.

Bunu bir misalle anlatmak istersek , tarihe geçmiş bir kıssa hiçbir şüphe bırakmıyacak şekilde bizi ikna edecektir.

Hz. Ali (r.a.)’nin yaşadığı şu olay buna en güzel örnektir :

Hz. Ali (r.a.) efendimiz, namaz kılmak için mescide gittiğinde devesini bir gence emanet bırakmış, fakat namazı edâ edip döndüğünde, devenin yerinde olmadığını, ve yularsız başıboş dolaşmakta olduğunu görmüş. Genci de etrafta bulamamış ; yeni bir yular almak için çarşıya gittiğinde, kaybolan yuların biraz önce bir genç tarafından on dirheme bir tüccara satıldığını öğrenir.

Read the rest of this entry »

DÜNYA HELAL GÜNÜ, 17 RAMAZAN

Geçen yıl, dünyada ve ülkemizde haber olarak yayınlandığı ilk günden itibaren yoğun ilgi ile karşılanmıştı. Aradan bir yıl geçti,100_5215 yeniden 17 Ramazana yaklaşıyoruz. Bu yıl dünyada ve ülkemizde Dünya Helal Gününü daha coşkulu daha görkemli olarak kutlamaya hazırlanıyoruz. WHC üyeleri  geçen yıl, ülkelerinde ayrı ayrı etkinliklerle Dünya Helal günü’nü kutlamışlardı.  Bizim ülkemizde de GİMDES ve Halal Dunya Marketleri şubeleri önderliğinde etkinliklerle bu günü kutlamıştık.

Evet yeni bir Ramazana girdik. Rabbimiz hayırlı, huzurlu ve bereketli kılsın.

14 Temmuz  Pazartesi günü 17 Ramazan’da Dünya Helal günümüzü kutlayacağız.

Neden 17 Ramazan?

Çünkü helal konusundaki ilk ayet olan Enfal Suresinin 69. ayeti hicri 624, Ramazanın 17. günü, İslam ve küfrün ilk savaşı olan Bedir Savaşında nazil oldu.

Peki, ayet-i kerimede Rabbimiz ne diyor?

Read the rest of this entry »

5 YAŞINDAKİ ZEYNEB’İN GÖZÜYLE RAMAZAN

Bugün evde bir acayiplik var…

Herkes sessizce işine ve okuluna gidiyor.ramadanxx

Annem; ‘Zeynep hadi sana kahvaltı hazırlayalım’ dedi.

Ama, evimizde kimse yemek yemiyor, su içmiyor… Ablam bile!..

Ramazan 5 – Önce ‘diyet’ yaptıklarını sanmıştım… İzledim hepsini…

Akşama doğru, hepsi sessizleşiyor.

Sofrayı hazırlayıp, ezanı bekliyorlar.

Onları böyle seyretmek öyle hoş ki…

Başka zaman susmak bilmeyen ablamın bu hali, içten içe güldürüyor beni…

Ama, gülmeye cesaretim yok!..

Read the rest of this entry »

Ey Çocuk Sakın Doğruluktan ve Helal Çizgiden Şaşma

Gencin birisi ziyaretine geldiği Kabe’nin hacet kapısının altında devamlı şu şekilde dua ediyormuş,kabekapısı

“Ey doğruların yardımcısı olan Allah’ım, Ey haramdan sakınanların yardımcısı olan Allah’ım, sana hamdü sena ederim,” .

Bu durum yakınında olan müslümanların dikkatini çeker. Birisi:

“Neden hep aynı duayı yapıyorsun, başka birşey bilmiyor musun?,” der.

O da anlatır:

Yedi sekiz sene önce yine Kabe’de iken içi altın dolu bir torba buldum. Tam bin altın vardı. İçimden bir ses:

“Bu altınlarla, şunları şunları yaparsın” diyordu. Hayır dedim kendi kendime. Bu benim değil. Başkasının malı, kullanmam haram olur dedim. Bu sırada birisi

Read the rest of this entry »

“Toprağa ektiğiniz tohumu hiç düşündünüz mü?”

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla;Fresh bamboo leaves over water

“Toprağa ektiğiniz tohumu hiç düşündünüz mü?             

Onu büyütüp yeşerten siz misiniz, yoksa Biz miyiz onun büyüyüp yeşermesinin sebebi?

Dileseydik, elbette onu bir çer çöp yapardık. Siz de şaşar kalır [ve emek verdiğinize pişman olur]dunuz.

“Eyvah, mahvolduk! Yok yok, aslında [geçinme imkanlarımızdan] mahrum bırakıldık!” [diyerek].

Peki, hiç içtiğiniz suyu düşündünüz mü?

Read the rest of this entry »