ÇOCUĞUNUZA BEDDUA ETMEYİN
Anne-babalar! Çocuklarınıza söylediğiniz beddua içeren sözlere dikkat edin
(Kendinize, çocuklarınıza ve mallarınıza beddua etmeyiniz! Duaların kabul olduğu bir vakte rastlar da, bedduanız kabul olur.) [Müslim]
Her anne-baba çocuğunun iyiliğini ister; onlara hayırlı dualarda bulunur. Ancak anne baba, yaramazlık yapan çocuğuna kızgınlık anında istemeyerek de olsa beddua edebiliyor. Özellikle anneler, daha duygusal olmaları ve hislerine hakim olmakta zorlanmaları sebebiyle çocukları için kendilerinin de razı olmayacağı kötü dileklerde bulunabiliyor. Dil alışkanlığı ile söylenen beddualar, dua vaktine rastladığında kabul oluyor. Ebeveynin kızgın anında yaptığı bir bedduayla çocuğuna kötülüğü dokunabiliyor.
Her kim olursa olsun birisine beddua etmenin, onun kötülüğünü istemenin dinimizce hoş karşılanmadığını biliyoruz. Peygamberimiz(sav)’in kendisine kötülük edenler de dahil kimseye beddua etmemiştir. “Peygamberimiz, Taif Seferi sırasında kendisini taşlatan, yoluna çalılar döşeyerek ayaklarının kan içinde bırakmış olanlara da dahi beddua etmemiştir. ‘Allah’ım onlara hidayet nasip eyle, olur ki onların neslinden İslam’a hadim olanlar çıkar.’’ diye dua etmiştir.
Evet, Peygamber Efendimizin maksat ve gayesi insanları bedduâlarla yok etmek, belâ ve musîbetlere uğratıp perişan etmek değildi. Aksine, insanların îmâna kavuşması, hidâyete ulaşması ve ebedî saadete ermesiydi. Her adımını bu gayenin tahakkuku için atıyor, her hareketini bu ulvî maksat için yapıyor, her teşebbüsünde bu eşsiz hedef bulunuyordu. Bu sebeple her dakikası bir nevi ibadetle geçiyor ve her anı nûrlu bir manzara olarak maziye akıp gidiyordu.
Ne yazık ki beddua günümüzde insanın kendisini rahatlatmak için söylediği sıradan sözler haline geldi.
Anne-babaların kötü niyetle olmasa da sinirli anında çocuklarına beddua edebilmektedirler. Peygamberimiz’in, “Kendinize beddua etmeyiniz, çocuklarınıza beddua etmeyiniz, mallarınıza da beddua etmeyiniz. Dilekleriniz, kabul edildiği zamana denk gelir de Allah bedduanızı kabul ediverir.” buyurduğunu hepimiz biliyoruz. Bir gün Abdullah İbni Mübarek Hazretleri’ne bir babanın gelerek çocuğunu şikayet etti, “Abdullah İbni Mübarek Hazretleri, ‘Çocuğuna beddua ettin mi?’ diye sorar. ‘Evet, beddua ettim’ diyen babaya Abdullah İbni Mübarek’in cevabı şöyle olur: Çocuğunun ahlakını sen bozdun.”
Ebeveynin bedduası, onların beddua etmedeki içtenlikleri, buna sebep olan mağduriyetleri ve duydukları acı ölçüsünde karşılığını bulur. Ama Allah(cc)’ın bu karşılığı ne zaman ve ne şekilde vereceği bilinmez. Bu sebeple anne babalar dilini bedduaya değil, duaya alıştırmalı. Ağızdan çıkan söz hayırlı olmalı.
Yaramazlık yapan çocuklara nasıl davranılmalı?
Anne-baba, çocuklarına hitap ederken sözleriyle inanç, ahlak ve kişilik olarak ona olumlu veya olumsuz çok önemli şeyler kazandırdığını unutmamalı.
Mümin için karşısına çıkan her şey bir imtihan vesilesidir. Bir anlık kızgınlık da olsa, dile sahip çıkmak gerekir. Mümin daima şuurla hareket etmeli; iman, akıl ve iradesinin önüne hiçbir şeyin geçmesine izin vermemeli. Çocukların yaramazlıklarına da bu gözle bakılmalı. Ayrıca Allah Resulü’nün uygulamaları örnek alınmalı.
Dili; duaya, güzel telkinlere, ahlaki seviye gözeten nezih ifadelere alıştırmalı. Ebeveyn kızgın anında kötü sözler yerine ‘Allah iyiliğini versin’ türü ifadeler kullanmalı.
Çocukların iyiliği için gayret sarf edin. Hatalarını iyi bir üslupla söyleyin ve hatalarından vazgeçirmeye çalışın. Çocuğa doğruyu, güzelliği gösterin. Helal kazanın ve çocuklarınıza Allah(cc)’ın nimetlerinin Helal ve tayyib olanlarından yedirin içirin.
Sad bin Ebi Vakkas hazretleri dedi ki: Ya Resulallah, dua buyur da, Allahü teâlâ, benim her duamı kabul etsin! Cevabında buyurdu ki:
(Duanızın kabul olması için helal lokma yiyiniz! Çok kimse vardır ki, yedikleri ve giydikleri haramdır. Sonra ellerini kaldırıp dua ederler. Böyle dua nasıl kabul olunur?) [Şir’a]