İMAM-I AZAM’IN BABASI VE ELMA

Mezhep imamımız îmam-ı A’zam hazretlerinin babası  Sabit bin Zuta  hazretleri imamıazamgençliğinde bir gün ark kenarında abdest alıyordu. Tam abdest almaya başlayacağı zaman ark sularına kapılıp gelen bir elma gördü. Elmayı nereden geldiğini ve haram veya helal olup olmadığını düşünmeden bir defa ısırdı. Hikmeti ilahi o ana kadar elmanın ne olduğunu düşünmeyen Sabit, hemen hata ettiğini ve mutlaka elmanın sahibini bulup helal ettirmesini lazım geldiğini düşündü. Abdestini alıp namazını eda ettikten sonra suyun- geldiği tarafa doğru gitmeye başladı. Elma elinde olduğu halde araya araya elmanın düştüğü bahçeyi ve sahibini buldu.

Bahçenin sahibine meseleyi anlatıp elmayı, yanlışlıkla ısırdığını ve hakkını helal etmesini istedi, İmam-ı Azam hazretlerinin babasının bu hareketi, elma sahibinin dikkatini çekmişti; Hakkını helal edemeyeceğini, hakkını helal etmesi için bazı şartları olduğunu söyledi.

Read the rest of this entry »

PAŞA OLURSUN AMA, ADAM OLAMAZSIN

Bir adamın haylaz, yaramaz bir oğlu vardı. Adamcağız oğluna yeri geldikçe:paşa

— Oğlum sen adam olmazsın, derdi.

Babasının bu sözleri ise çocuğun çok zoruna giderdi. Bir gün gene babası aynı sözü tekrarlamıştı. Çocuk başını aldı gitti, İstanbul’a geldi okumaya başladı. Çocuğun tek muradı adam olmak ve babasını mahcup etmekti. Nitekim okudu, uğraştı ve türlü imtihanlardan sonra Osmanlı Devletine Paşa oldu. Unutmamıştı babasının kendine söylediği sözleri. Emrindekilere, gidin filân memlekette, filân köyde şu isimde biri var onu istanbul’a huzuruma getirin, diye emir verdi.

Read the rest of this entry »

DEVENİN YULARINI ÇALAN GENÇ

Rızkı veren Allahtır. Kulun niyet ve eylemine göre kendisi için yaratılan rızık, devekendisine helal veya haram olarak ulaşır.

Bunu bir misalle anlatmak istersek , tarihe geçmiş bir kıssa hiçbir şüphe bırakmıyacak şekilde bizi ikna edecektir.

Hz. Ali (r.a.)’nin yaşadığı şu olay buna en güzel örnektir :

Hz. Ali (r.a.) efendimiz, namaz kılmak için mescide gittiğinde devesini bir gence emanet bırakmış, fakat namazı edâ edip döndüğünde, devenin yerinde olmadığını, ve yularsız başıboş dolaşmakta olduğunu görmüş. Genci de etrafta bulamamış ; yeni bir yular almak için çarşıya gittiğinde, kaybolan yuların biraz önce bir genç tarafından on dirheme bir tüccara satıldığını öğrenir.

Read the rest of this entry »

DÜNYA HELAL GÜNÜ, 17 RAMAZAN

Geçen yıl, dünyada ve ülkemizde haber olarak yayınlandığı ilk günden itibaren yoğun ilgi ile karşılanmıştı. Aradan bir yıl geçti,100_5215 yeniden 17 Ramazana yaklaşıyoruz. Bu yıl dünyada ve ülkemizde Dünya Helal Gününü daha coşkulu daha görkemli olarak kutlamaya hazırlanıyoruz. WHC üyeleri  geçen yıl, ülkelerinde ayrı ayrı etkinliklerle Dünya Helal günü’nü kutlamışlardı.  Bizim ülkemizde de GİMDES ve Halal Dunya Marketleri şubeleri önderliğinde etkinliklerle bu günü kutlamıştık.

Evet yeni bir Ramazana girdik. Rabbimiz hayırlı, huzurlu ve bereketli kılsın.

14 Temmuz  Pazartesi günü 17 Ramazan’da Dünya Helal günümüzü kutlayacağız.

Neden 17 Ramazan?

Çünkü helal konusundaki ilk ayet olan Enfal Suresinin 69. ayeti hicri 624, Ramazanın 17. günü, İslam ve küfrün ilk savaşı olan Bedir Savaşında nazil oldu.

Peki, ayet-i kerimede Rabbimiz ne diyor?

Read the rest of this entry »

5 YAŞINDAKİ ZEYNEB’İN GÖZÜYLE RAMAZAN

Bugün evde bir acayiplik var…

Herkes sessizce işine ve okuluna gidiyor.ramadanxx

Annem; ‘Zeynep hadi sana kahvaltı hazırlayalım’ dedi.

Ama, evimizde kimse yemek yemiyor, su içmiyor… Ablam bile!..

Ramazan 5 – Önce ‘diyet’ yaptıklarını sanmıştım… İzledim hepsini…

Akşama doğru, hepsi sessizleşiyor.

Sofrayı hazırlayıp, ezanı bekliyorlar.

Onları böyle seyretmek öyle hoş ki…

Başka zaman susmak bilmeyen ablamın bu hali, içten içe güldürüyor beni…

Ama, gülmeye cesaretim yok!..

Read the rest of this entry »

Ey Çocuk Sakın Doğruluktan ve Helal Çizgiden Şaşma

Gencin birisi ziyaretine geldiği Kabe’nin hacet kapısının altında devamlı şu şekilde dua ediyormuş,kabekapısı

“Ey doğruların yardımcısı olan Allah’ım, Ey haramdan sakınanların yardımcısı olan Allah’ım, sana hamdü sena ederim,” .

Bu durum yakınında olan müslümanların dikkatini çeker. Birisi:

“Neden hep aynı duayı yapıyorsun, başka birşey bilmiyor musun?,” der.

O da anlatır:

Yedi sekiz sene önce yine Kabe’de iken içi altın dolu bir torba buldum. Tam bin altın vardı. İçimden bir ses:

“Bu altınlarla, şunları şunları yaparsın” diyordu. Hayır dedim kendi kendime. Bu benim değil. Başkasının malı, kullanmam haram olur dedim. Bu sırada birisi

Read the rest of this entry »

“Toprağa ektiğiniz tohumu hiç düşündünüz mü?”

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla;Fresh bamboo leaves over water

“Toprağa ektiğiniz tohumu hiç düşündünüz mü?             

Onu büyütüp yeşerten siz misiniz, yoksa Biz miyiz onun büyüyüp yeşermesinin sebebi?

Dileseydik, elbette onu bir çer çöp yapardık. Siz de şaşar kalır [ve emek verdiğinize pişman olur]dunuz.

“Eyvah, mahvolduk! Yok yok, aslında [geçinme imkanlarımızdan] mahrum bırakıldık!” [diyerek].

Peki, hiç içtiğiniz suyu düşündünüz mü?

Read the rest of this entry »

BİR JAPON HEYETİNİN İBRETLİ DERSİ…

Vaktiyle Türkiye’ye Japonya’dan bir eğitim heyeti gelir. Temas ve incelemeler yapacak, neticeyi yetkililere aktaracaklar. Gerektigi kadar da ikili işbirliği gerçeklestirecekler.İsler buraya kadar çok iyi… Japon heyeti yurdumuzun bazı bölgelerinde gerekli incelemelerini yapar. Sonra çanakkaleBakanlıkta toplanırlar. Heyetin hakkımızdaki tespiti ilginç: “Sizin çocuklarınızda milli şuur yok”. Bizimkiler şaşırır! Bizim çocukların damarlarindaki kan milli duygumuzun kaynağidir.”derler. Yine de fazla ses çikarmazlar! Ne de olsa misafirdir! Bizimkiler sorar, “Peki, Sizin gençlerinizde milli suur var midir?” Japon uzmanları anlatmaya başlar: Biz gençlerimize ilk mektebe başlamadan “şok testler” uygularız. Mesela uçak gibi hızlı giden trenlerimize bindirir, bir tur yaptırırız. Çok katlı yollardan da geçen tren, onları şöyle bir sarsar. Mini mini çocuklarımız teknolojinin bu baş döndürücü neticesini görerek şok olurlar. Sonra… Bu şoktan sonra Hiroşima’ya götürürüz. Bölgeyi aynen koruyoruz. Bombalanmiş bu bölge hakkinda bilgilendirir ve değil hayvan, bitkinin bile yeşermediğini gösteririz. Ve deriz ki “Eğer sizler çalişmaz, sizden öncekileri geçmezseniz vatanınız, işte böyle düşmanlar tarafından bombalanır. Hiçbir canlı yaşamayacak biçimde size bırakıp giderler. Çalışırsanız, bindiğiniz hızlı trenleri bile geçecek yeni vasıtalar yaparsınız. Gerisi sizin bileceğiniz iş. Çocuklarımız bununla ikinci bir şok daha yaşarlar. Read the rest of this entry »

İBADET SEVABINA ULAŞMAK İÇİN HELAL LOKMA ANAHTARI LAZIM..

Yahya bin Muazz El Razi der ki : Ibadet, Cenab-i Hakkin hazinesinde gömülü, degerli bir kilitle kilitli bir anahtar1mücevherdir. Bu hazinenin anahtari duadır. Dişleri Helal Lokmadır. Dişleri olmayan bir anahtar nasıl kapıyı açamıyorsa hazinenin içindeki mücevhere(ibadetin sevabina)  ulaştıracak hazineyi açmak için de Helal Lokma anahtarı lazımdır.   

Haram, murdar ve pis bir şeydir ki insanı hayırdan mahrum eder. Onunla yapılan ibadetin sevabı olmaz. Böyle bir ibadetin kişiyi yormaktan başka bir seye yaramaz. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v) buyuruyor :

“Gecelerini namaz kilmakla geçiren nice kisiler var ki uykusuz kalmaktan başka bir şey kazanmazlar. Oruç tutan nice kişiler var ki aç ve susuz kalmaktan başka bir faydaları olmamıştır.”

O HALDE RABBİNİZİN HANGİ NİMETLERİNİ YALANLIYORSUNUZ?

Rahman ve Rahim olan Allahın adıyla

1, 2. Rahmân Kur’an’ı öğretti.

3. İnsanı yarattı.hurma

4. Ona beyanı (düşünüp ifade etmeyi) öğretti.

5. Güneş ve ay bir hesaba göre hareket etmektedir.

6. Otlar ve ağaçlar (Allah’a) boyun eğerler.

7. Göğü yükseltti ve ölçüyü koydu.

8. Ölçüde haddi aşmayın.

9. Tartıyı adaletle yapın, teraziyi eksik tutmayın.

Read the rest of this entry »