DEVENİN YULARINI ÇALAN GENÇ

Rızkı veren Allahtır. Kulun niyet ve eylemine göre kendisi için yaratılan rızık, devekendisine helal veya haram olarak ulaşır.

Bunu bir misalle anlatmak istersek , tarihe geçmiş bir kıssa hiçbir şüphe bırakmıyacak şekilde bizi ikna edecektir.

Hz. Ali (r.a.)’nin yaşadığı şu olay buna en güzel örnektir :

Hz. Ali (r.a.) efendimiz, namaz kılmak için mescide gittiğinde devesini bir gence emanet bırakmış, fakat namazı edâ edip döndüğünde, devenin yerinde olmadığını, ve yularsız başıboş dolaşmakta olduğunu görmüş. Genci de etrafta bulamamış ; yeni bir yular almak için çarşıya gittiğinde, kaybolan yuların biraz önce bir genç tarafından on dirheme bir tüccara satıldığını öğrenir.

Tüccar da bu olaya çok üzülmüştür. Hz. Ali (r.a.) on dirhemi satıcıya verip yularını geri alırken : “ O gence yazıklar olsun, dedi. Ben bu parayı, deveme baktığı için o gence verecektim. Ama o acele etti, helâl rızkını harama çevirdi.” Buyurdu.

 

Allah (c.c.)ın bize bahşettiği güç ve kuvveti, iyi yönde de, kötü yönde de kullanabiliriz. Kulun isteği ne ise Allah (c.c.) onu yaratır. Önünde iki bardaktan birisinde alkol, öbüründe ise şerbet bulunan bir kimse, bu iki bardaktan hangisini isterse, Allah (c.c.) kulun elini o bardağa uzatma kuvvetini verir. Şerbet içmek isteyenin eli zorla alkole götürülmez. Helâl rızık kazanmak isteyen kişi de, kaderi tarafından zorla tefecilik yapmaya zorlanmaz.

 

Yoruma kapalıdır.